2012’ye adım adım yaklaştığımız şu günlerde tüm izcilik camiasının Türk İzciliği’nin 100. yılını kutlamak için büyük heyecan duyduğunun farkındayız. Biz de bu sayımızın kapağında Ahmed Robenson’un izcilik camiamıza yeni kazandırılmış fotoğrafını kullandık. Bu fotoğraf İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı’nın İstanbul Lisesi’nin 125. Yıl kitabı için yürütülen hazırlık çalışmasında satın alınarak arşivimize eklenmiştir. Kapaktaki izci arması ise şu anda elimizdeki en eski izci armasıdır. Bu armayı dileyenler İstanbul Erkek Lisesi Müzesi’nde görebilirler.
Türk İzciliği’nin başlangıç tarihi olarak elimizde olan tüm kaynaklar 1912 yılını göstermektedir. 1912 yılında kurulan izci oymaklarından günümüze kadar faaliyetlerini sürdürebilmiş olan tek izci oymağı İstanbul Erkek Lisesi Sakarya İzci Oymağı’dır. Dolayısıyla 100. yıl kutlamalarına tüm Türk İzciliği ile beraber ev sahipliği yapmaya hazırız. Yazının ilerleyen bölümlerinde yaklaşık bir buçuk sene öncesinden planlamaya başladığımız 100. yıl etkinliklerimizden de bahsedeceğiz.
Türk İzciliği’nin 1912 olan kuruluş yılı elimizdeki somut belgelerle kanıtlanmış olsa da WOSM’un internet sitesinde kuruluşumuz Cumhuriyet’in kuruluşu ile sınırlandırılmıştır. Halbuki Türk İzciliği’nin kökleri Cumhuriyet öncesine dayanır ve ülkemizde 100 yıllık geçmişe sahip olan sayılı kurumlardandır.
WOSM sitesindeki ve Türkiye İzcilik Federasyonu’nun (TİF) sitesindeki tarihçeyle ilgili kısımlardaki eksik bilgiyi düzeltme konusunda Türkiye İzcilik Federasyonu’na ve değerli izcilik kamuoyuna bazı belgeleri sunmak isteriz.
Osmanlı’daki izcilik faaliyetlerinin başlangıcı ile ilgili İzci Rehberi (1914) ve Keşşaf (1923) en temel iki kaynaktır. Daha sonraki yıllarda izciliğin başlangıcı ile ilgili görüşlere eklemeler yapılsa da genel anlamda bu iki kaynağın çizdiği sınırın dışına çıkılmamıştır.
1914 yılında yayınlanan İzci Rehberi’nde M. Sami Karayel’in yazısına bakalım:
“(…)Manastır Öğretmen Okulu Müdürü ve İzmir Öğretmen Okulu Müdürü muhterem arkadaşım Ethem Nejad Bey bi-l-fiil Manastır’da tatbik etmiştir ki izciliğin memleketimizde müessisleri bunlardır. Bilahare en iyi taburlar İstanbul’da teşekkül etmiştir. Bu taburlardan biri Darüşşafaka; Galatasaray Sultanisi, İstanbul Sultanisi’dir. Bu üç mektebin taburları hemen bir biri ardınca teşekkül etmiş ve o zaman içinde büyük bir eser-i terakki göstermişlerdir.”
Aynı şekilde 1923 tarihli Keşşaf Dergisi’nde de benzer satırlara rastlıyoruz:
“Türkiye’de irtica, taassup ve kıskanma kuvvetli bir amil iken izciliği ilk kabul eden milli müessese Galatasaray olmuştur. Galatasaray’dan sonra sıra ile Kadıköy Numune Mektebi, İstanbul Sultanisi, Vefa, Üsküdar, Kabataş Sultanisi, Haydarpaşa İttihat Mektebi vs gelir”
Ayrıca Türkiye’de İ.E.L. Sakarya İzci Grubu’nun eski grupbaşlarından 4 tahtalı izci liderimiz Prof. Dr. Gökhan Uzgören tarafından yayınlanmış “Türk İzcilik Tarihi” adlı eserden de önemli bir kısım aktaralım:
“Türkiye’de izciliğin kuruluş tarihi konusunda, çoğumuz tarafından kavranamayan bir ayrım vardır. Bu ayrım, bir müessesenin ortaya çıkışı ile o müessesenin ortaya çıkışı ile o müessesenin resmi kuruluş tarihi arasındaki farklılıktan ibarettir. Nitekim ülkemizde ilk izcilik faaliyetlerinin Edirne’de başlamış olduğu her ne kadar belgelerle kanıtlanmamış olsa bile, ileri sürülmektedir. Çünkü hiçbir kuruluş bir ön çalışma yapmadan örgütlenemez. Yurdumuzda bu ön çalışmalar Edirne’de yapılmış olduğu varsayımından hareket etmemiz halinde, esas örgütlenmenin İstanbul’da Ahmed ve Abdurrahman Robenson kardeşler tarafından Galatasaray ve İstanbul Sultanisi’nde 15.2.1912 tarihinde gerçekleştiği sonucuna varıyoruz. Duruma bir başka açıdan bakmamız halinde dahi bu örgütlenmenin yukarıda adı geçen iki lisede ortaya çıktığı sonucuna varırız.”
Tüm bu belgeler bizlere tek bir gerçeği işaret etmektedir: 2012. Hiç kimse Türk İzciliği’nin 100. yılının önemini ve büyüsünü azaltacak soyut ve hayali varsayımlarını gerçekmiş gibi yansıtamaz. Yukarıda atıfta bulunduğumuz tüm belgeler ve daha fazlası elimizde mevcuttur. Eğer gerçekten yeni belgeler varsa bunlar soyut olarak değil somut olarak ortaya konulmadığı sürece bir şey ifade etmezler.
Tüm Türk İzcilik camiasına olarak en kısa süre içerisinde WOSM nezdinde de girişimlerde bulunarak 100. yılımızı 2012 olarak tescil etmeli ve duyurmalıyız.
Peki Sakarya İzci Grubu Türk İzciliği’nin 100. yılı için ne planlıyor?..
Temmuz 2010 – Türk İzciliğinin 100. Yılı Logosu Ödüllü Tasarım Yarışması
Ekim 2010 – 100. Yıl Logosunun Lansmanı
Aralık 2010 – 100. Yıl Ürünlerinin Tanıtımı
Şubat 2011 – 99 Yılın İzcilik Ödülleri
Şubat 2012 – Türk İzciliği'nin 100. Yılı Prestij Kitabı
Şubat 2012 – 100 Yılın İzcilik Ödülleri ve 100. Yıl Buluşması (Türkiye geneli liderlerin katılımı ile)
Temmuz 2012 – 100. Yıl Kampı (Yalova)
Bunun yanı sıra Türk İzciliği’nin 100. Yılı temalı izcilik ürünleri, resmi PTT pulları ve 15 Şubat 2012 haftası için özel Milli Piyango tasarımı ve çekilişi planlanan diğer konu başlıkları arasında…
